20 Nisan 2025 04:09

İşçilerin ‘Bu meselelerden bize ne?’ deme lüksü yok

"Yaşanan olumsuz gelişmelerin hepsinin ilk vuracağı yer her zaman işçiler oluyor. O nedenle işçilerin memlekette ya da dünyada yaşananlara ilişkin “Bu meselelerden bize ne?” deme lüksü olmamalı."

İşçilerin ‘Bu meselelerden bize ne?’ deme lüksü yok

Görsel: Midjourney/Fırat Turgut/Evrensel

Antep’ten bir fabrika işçisi


Merhaba sevgili Evrensel okurları. Gaziantep’in Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde, 2025 yılının şubat ayında işçiler, düşük ücret artışları ve olumsuz çalışma koşullarına karşı geniş çaplı iş bırakma eylemleri başlattı. Bu eylemler, özellikle tekstil ve dokuma fabrikalarında yoğunlaştı. İşçilerin talepleri arasında, enflasyon karşısında eriyen maaşlarının iyileştirilmesi, çalışma koşullarının düzeltilmesi ve sendikal hakların tanınması da (bazı yerlerde) bulunuyordu. Ancak işverenlerin yüzde 30’luk maaş zammı teklifi, işçiler tarafından yetersiz bulunarak reddedildi. Bu durum, Ufuk Halı, Çelikaslan Tekstil, Yalçın Kardeşler Dokuma ve Şireci Tekstil, Canan Tekstil gibi birçok fabrikada iş bırakma eylemlerinin başlamasına neden oldu.

Ben de Canan Tekstil’de çalışıyordum ve eylemin ardından eylemlerde konuştuğum için işten çıkarıldım. Eylemlerin artması nedeniyle patronların isteğiyle, kanuna aykırı olarak valilik, gecenin bir saatinde eylem yasağı çıkardı. Yasakla birlikte benim fabrikamda dahil olmak üzere eylemlerin çoğu bastırıldı. Eylemlerden sonra da çok sayıda işçi işten çıkarıldı.

İşçi haklarının korunması ve geliştirilmesi adına en etkili yöntemlerden biri grevdir. Özellikle fabrikalarda çalışan işçiler, düşük ücretler, uzun çalışma saatleri, iş güvencesizliği ve sendikal hakların ihlali gibi nedenlerle zaman zaman grev kararı alırlar. Grev, sadece bir üretimi durdurma eylemi değil; aynı zamanda emekçilerin sesini duyurma, adalet ve eşitlik taleplerini dile getirme biçimidir. İşçilerin haklarını savunma çabası, sadece bireysel değil, toplumsal bir kazanım haline gelir. Bu nedenle grevleri yalnızca ekonomik bir tepki olarak değil, aynı zamanda sosyal adaletin sağlanmasına yönelik meşru bir talep olarak görmek gerekir.

‘Siyasetin gölgesinde yürüyen adalet, bir gün işçinin sofrasına da uğrar’

Son dönemde kamuoyunda geniş yankı uyandıran Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin tartışmalar, yalnızca siyasal arenada değil, toplumsal ve ekonomik düzeyde de önemli yansımaya neden oldu. Siyasetin gölgesinde yürüyen adalet, bir gün işçinin sofrasına da uğrar. Bugünlerde Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğu sadece bir siyasi figürün geleceğini değil, binlerce emekçinin alın teriyle kurduğu hayatı da tehdit ediyor. Herkesin gözü yüksek siyasetin zirvesindeyken, işçinin yaşadığı tedirginliği konuşan pek yok. Aslında işçilerin yaşadığı sorunlarla bu yaşananlar arasında çok net bir ilişki var. Mesela bugün ABD ve Çin arasında başlayan ve yayılan gümrük savaşları meselelerinin işçi ve emekçileri etkilemeyeceğini söyleyebilir miyiz? Yaşanan olumsuz gelişmelerin hepsinin ilk vuracağı yer her zaman işçiler oluyor. O nedenle işçilerin memlekette ya da dünyada yaşananlara ilişkin “Bu meselelerden bize ne?​” deme lüksü olmamalı.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

TÜPRAŞ’ta öfke büyüyor

TÜPRAŞ’ta öfke büyüyor

Erdoğan-Şimşek programını arkasına alan Koç Holdingin TÜPRAŞ’ta düşük zam dayatması işçilerin öfkesini büyüttü. Yüzde 28 zammı kabul etmeyen işçiler, 4 rafineride eylem yaparak ücretlerdeki erimenin karşılanmasını istedi. 1 Mayıs’ı toplu sözleşme mücadelesiyle karşılayan işçiler, etkili eylem kararları alınmasını istiyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Aile Bakanlığı, “aile yılı” kapsamında düşük gelirli ve üç çocuklu ailelere TOGG için uzun vadeli finansman sağlayacağını duyurdu

Evrensel'i Takip Et